Sırrı Acar: Yalova’nın Yaşayan Efsanesi

Yalova’nın Yaşayan Efsanesi

28 Temmuz 2020 Salı 10:14:34

Yalova’nın Yaşayan Efsanesi

Sitemizin Ağustos  Ayı Konuğu Yalova’nın yetiştirdiği Dünya Şampiyonu Güreşçi Sırrı Acar  oldu. Sırrı Acar, Termal’den başlayıp, Dünya Şampiyonluğuna uzanan hayatını anlattı, Yalova’nın yaşayan efsanesi Sırrı Acar, 15 yaşındayken başlayan güreş hayatına sayısız şampiyonluklar sığdırdı. Henüz, 16 yaşındayken İstanbul Şampiyonluğu, 19 Yaşındayken Türkiye Şampiyonu olmuştu.

İstanbul Şampiyonu, Türkiye Şampiyonu, Balkan Şampiyonu,Olimpiyat Şampiyonu, Avrupa  Şampiyonu ve nihayetinde Dünya Şampiyonu olan Milli Güreşçimiz Sırrı Acar,  güreşi bıraktıktan sonra ise bir çok güreşçiyi şampiyon yaptı.  Bunlar arasında kadınlardan Buse Tosun , erkeklerde ise Hamza Yerlikaya gibi bir çok isim Sırrı Acar’ın yetiştirdiği güreşçilerden..

Sırrı Acar Kimdir?

“1943 yılında Termal’de  doğdu. 1958 yılında 15 yaşındayken  İstanbul Güreş İhtisas Kulübü'nde minder güreşine başladı. 1959 Yılında İstanbul Şampiyonu oldu.  1960 Yılında Fenerbahçe’ye transfer oldu. Fenerbahçe Formasıyla  defalarca  İstanbul şampiyonluğu ve Türkiye Şampiyonluğunu kazandı.  1964 yılında Güreş Milli Takımı'na seçildiği yıl,  Romanya'nın Köstence şehrinde yapılan şampiyonada 78 kiloda Balkan üçüncüsü oldu.1965 yılında Bulgaristan'ın Yanbolu şehrinde yapılan Balkan Şampiyonası'nda ikinci olduktan sonra, Finlandiya'nın Tampere şehrinde düzenlenen Dünya Şampiyonası'nda bronz madalya kazanmayı başardı.1967 yılında Tunus'ta yapılan Akdeniz Oyunları'nda grekoromen stilde yine 78 kiloda üçüncülük elde etti. 1967 yılında SSCB'nin Minsk (Beyaz Rusya) şehrinde yapı lan Avrupa Güreş Şampiyonası'nda aynı kiloda ilk kez Avrupa Şampiyonu oldu. 1967 yılında Romanya'nın başkenti Bükreş'te yapılan Dünya Şampiyonası'nda altın madalyaya ulaşarak Dünya Şampiyonluğu kazanan güreşçilerimiz arasına katıldı. 1968 yılında İsveç'in Vasteros şehrinde 78 kiloda ikinci kez Avrupa Şampiyonu oldu. 1969 yılında İtalya'nın Modena şehrinde 74 kiloda mücadele ederek Avrupa dördüncüsü olmayı başardı.  Daha sonra Güreşi bırakan Sırrı Acar,  A Milli Güreş Takımı'nın antrenörlüğü  ve Yalova İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü bünyesinde oğlu Selim Acar’la birlikte Güreş Antrenörlüğü görevlerinde bulundu. Sırrı Acar, 1999 yılında, ANAP’tan. 2004 yılında ise AKP’den Termal Belediye Başkanı seçildi.”

1958 yılında henüz 15 yaşındayken  Termal ilçesinde babasına ait  lokantada  garsonluk yaparken lokantaya gelen bir müşteriyle Sırrı Acar’ın  tüm hayatı değişmiş oldu. Çünkü lokantaya gelen 1932-1937 yılları arasında tam 5 kez üst üste Balkan Şampiyonu olan, Olimpiyatlar da ise Türkiye’ye temsil eden ünlü şampiyon güreşçi Mustafa Çakmak’tı.   Sırrı Acar, Mustafa Çakmak’a elleriyle servis yaptıktan sonra “Bende senin  gibi şampiyon olmak istiyorum” dedi.  İşte Sırrı Acar’ın hayatı o gün değişmişti. Ünlü Güreşçi, Termal’den ayrılırken, yanında Sırrı Acar’ı da beraberinde  İstanbul’a getirmişti.

Sırrı Acar, ertesi gün, İstanbul Güreş İhtisas Kulübü'nde minder güreşine başladı. Haftalar, aylar süren antrenmanlar sonrasında önüne çıkanı devirmeye başladı. Ve Sırrı Acar, 1959 Yılında İstanbul Şampiyonu oldu. Daha sonra İGİK'ten Fenerbahçe'ye geçti . Fenerbahçe Forması altında Türkiye Şampiyonu oldu. Ama tüm bunlar Sırrı Acar’a yetmiyordu. Azimli ve kararlıydı.  Çünkü gidecek yolu çok uzundu. Sırrı Acar’ın  Acar lokantasında başlayan şampiyonluk hayatının öyküsünü yine Acar Lokantasında yaptığımız söyleşiyle tarihe not düşmek istedik.  İşte bundan sonrasını Yalova’nın Yaşayan Efsanesi Sırrı Acar, sorduğumuz soruları şöyle yanıtlıyordu.

“15 Yaşında Haftada 3 Gün İstanbul’a Antrenmanlara Gittim “

“1958 yılında, Babamın, Termal’deki lokantasında çalışırken tanıştığım Mustafa Çakmak, Beni İstanbul’a götürüp,  İstanbul Güreş İhtisas Kulübü'nde güreştirmeye başlamasıyla birlikte ilk kez güreş minderiyle tanıştım. Haftanın üç günü Yalova’dan İstanbul’a antremanlara gittim. Tabiki o yıllar çok zordu benim için. Daha henüz çocuktum. Ancak minderde güreştiklerim ise benden çok büyüktü. O dönemler güreşi ve güreşçileri de tanımaya başladım.”

 “16 Yaşında İstanbul Şampiyonu Oldum “

“Mustafa Çakmak hocam, İstanbul Güreş İhtisas Kulübü'nde altı ay çalıştırdıktan sonra 1959 yılında  serbest güreşte mindere çıktım ve ilk kez o yıl İstanbul şampiyonu oldum. 1960 Yılında ise Fenerbahçe’ye transfer oldum. Fenerbahçe’nin dışında da başka takımda  oynamadım.  Sonraki yıllarda da İstanbul şampiyonluğunu Fenerbahçe formasıyla kazandım.

“18 Yaşında Türkiye Şampiyonluğunu Kazandım”

Yaşım 18’den küçük olduğu için  Türkiye Şampiyonluğu için beni Emirgandaki kampa aldılar.  Burada Türkiye’nin ünlü güreşçileriyle idmanlar yaptım.Aylar süren idmanlardan sonra İlk kez Türkiye Şampiyonasına katıldım.  1961 yılında Sivas’ta yapılan şampiyonada Türkiye İkincisi oldum. 1962 yılında ise Adana’da yapılan şampiyonada  Türkiye Şampiyonluğunu kazandım.  Şampiyon olduktan sonra 20 yaşına geldiğimde beni askere çağırdılar.15 Mayıs 1963 yılında Türkiye şampiyonu olarak Etimesgut’da askerlik yaptım.”

“22 Yaşında Dünya Şampiyonasına Katıldım”

Askerlik yaptığım dönemlerde, 1965 yılında Güreş Milli Takımına seçildim.  Romanya'nın Köstence şehrinde yapılan şampiyonada 78 kiloda Balkan üçüncüsü oldum. .1965 yılında Bulgaristan'ın Yanbolu şehrinde yapılan Balkan Şampiyonası'nda ikinci oldum.  1965 Yılında Finlandiya'nın Tampere şehrinde düzenlenen Dünya Şampiyonasına katıldım. Hiç yenilmedim.  Ancak puanlama nedeniyle Dünya Üçüncüsü oldum ve bronz madalya kazandım.”

“23 Yaşında  Balkan ve Avrupa Şampiyonu Oldum”

“1966 yılında Bulgaristan’da yapılan Bakan Şampiyonasında Balkan İkincisi oldum.  Ardından Tunus'ta yapılan Akdeniz Oyunları'nda grekoromen stilde yine 78 kiloda üçüncülük elde ettim. Daha sonra SSCB'nin Minsk (Beyaz Rusya) şehrinde yapılan Avrupa Güreş Şampiyonası'nda aynı kiloda ilk kez Avrupa Şampiyonu oldum”

“24 Yaşında Dünya Şampiyonu Oldum”

1967 yılı benim için başarıların ardı ardına geldiği yıllar oldu. 1967 yılında. Romanya'nın başkenti Bükreş'te yapılan Dünya Şampiyonasına katıldım.  Elbet bizler şampiyonalarda sadece rakipleri değil, hakemleri de yenmek zorunda kalıyorduk.  Dünya Şampiyonu olduğum yılda böyle sorunlu bir yıldı. Dünya Şampiyonu olduğumda inanılmaz bir duygu yaşamıştım.  Yıllardır bu anı unutamam. Dünya Şampiyonluğıunun ardından beni hemen  Avrupa Şampiyonluğu için kampa aldılar 1968 yılında İsveç’de yapılan Avrupa Şampiyonasında bütün rakiplerimi teker teker devirip bir kez daha İsveç’de Avrupa  Şampiyonu oldum. Bu şampiyonluk’da benim için unutulmazdı.

“ 25 Yaşında Yalova’ya Avrupa ve Dünya Şampiyonu Olarak Geliyorum”

Romanya’daki Dünya Şampiyonluğunun ardından İsveç’de Avrupa Şampiyonu olduktan sonra, hem Türkiye’de hem Yalova’da büyük sevinç yaşanıyordu. 1968 yılında Yalova’ya Vapurla gelirken hem dünya Şampiyonu, hem de Avrupa Şampiyonu sıfatıyla iskeleye adım atıyordum. Yalova Cumhuriyet Meydanında  o yıllarda bulunan Hükümet konağı önünde büyük bir kalabalık vardı. İskeleye yanaşan vapurdan oraya kadar ayaklarım yere hiç basmadan Hükümet konağının önüne kadar geldim  Orada bir teşekkür konuşması yaptım. Bu ana tanık olmak için o gün Yalova’daki tüm okullar tatil edilmişti. Öğrenciler, öğretmenler, işçisi, memuru herkes beni karşılamak için meydanda  ellerinde çiçeklerle toplanmıştı. Sonra üstü acık bir kırmızı bir Chevrolet arabayla Yalova turu atmıştım.”

“Tek El ve Tek Ayakla Olimpiyatlarda Güreştim”

“ daha sonraki yıllarda Güreşlere devam ettim. Ancak unutamadığım diğer olay da 1968 Meksika Olimpiyatları. Olimpiyatlara Avrupa ve Dünya Şampiyonu olarak katılıyorum. İşte kederin cilvesi. Daha önce elimi kesmiştim. Karşılaşmalar öncesinde ayağımdan sakatlandım.  Olimpiyatlarda  tek ayakla tek elle güreşmeme rağmen 5 rakibimi yenmeyi başardım. Ancak bu şekilde Olimpiyat dördüncüsü olabilmiştim.”

“Hiç Ödül Almadım. Asgari ücret Karşılığı Emekli Maaşı Alıyorum”

“ Avrupa Şampiyonu , Dünya Şampiyonu olduğumda da devletten hiç ödül almadım. Bizim zamanımızda Dünya Şampiyonlarına verilen yardım yoktu.  Şimdi ise hangi spor dalında olursa olsun Uluslararası başarı elde edenlere  1000 Cumhuriyet Altını veriliyor. Günümüzde Olimpiyat. Avrupa ve Dünya Şampiyonlarına  kurumlardan, hediye veriliyor.  Bana Dünya Şampiyonu olduğum için devlet bana asgari ücret karşılığı emekli maaş veriyor.  Günümüzde ise, duyuyorum, okuyorum. Şampiyonlara, 1000 Cumhuriyet altını dışında,  kurumlarda astronomik ücretler karşılığında yönetim kurul üyeliği maaşları ve danışmanlık maaşları alıyorlar."

“ Bizler Ödül İçin Değil. Bayrak İçin Yarıştık”

“ Ben iki kez Avrupa Şampiyonu bir kez de Dünya Şampiyonu oldum. Olimpiyatlarda ve Balkan Şampiyonalarında dereceler elde ettim.  Bizim zamanımızda ödülden çok farklı değerler ön plandaydı. Şikâyetçi değilim. Çünkü ben ödül için değil, mindere bayrak için çıktım Devletimizde bu konuda oldukça fazla yardım yaparak teşvik ediyor. Elde ettiğim tüm şampiyonluklardan yolluk ve harcırahlarla sadece evimin üstüne yarım bir kat çıkabildim. Tamamlamak için borç yaptım.”

İşte Sırrı Acar'ın yaşam Öyküsü ve Ayrıntılar

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!