Bir Zamanlar Yalova'nın Mutlu İşçileri
Geçmiş yıllarda, Yalova'daki fabrikalarda çalışan işçi sayısı 11 bindi ve bunların 9 bini sendikalı, örgütlü işçilerdi. Yalova’da fabrikalarda çalışanların yaklaşık %85’i sendika üyesiydi. Her evden bir kişi fabrikada sendikalı işçi olarak çalışıyordu. Yılda 6 maaş ikramiye alıyordu. Yalova’da fabrikalarda çalışanlara gözü kapalı kız verilirdi. Sonrasında sendikaları suçlayan, hatta düşman gibi gören bir kesim oluştu. Sendikalı işçileri anarşist, gominist, sermaye düşmanı diye suçluyorlardı. Şimdi onların çocukları bugün fabrikalarda bir sefalet ücreti olan asgari ücretle taşeron işçisi olarak çalışıyor.
Hani yıllar öncesinin o Düşler Kasabasının Yalova’sını hatırlayanlar bilirler.
Çok katlı olmayan bahçeli evlerimizde pencerelerimize demir örülmediği, güneşi pencerelerden kucakladığımız yılların Yalova’sını.
Hani, çiçekleri odamızdan buram buram kokladığımız o yılların Yalova’sındaki işçilerin nasıl el üstünde tutulduğunu kaleme alacağız bu köşe yazımda.
Yalova’da Her Evden Bir Fabrika İşçisi…
Bundan 40 yıl önce, 1985 yılında, Yalova Merkezde, 48.228 kişi olmak üzere, ilçe ve köylerinde toplam 90.228 kişi yaşıyordu. Yalova’da o yıllarda Aksa, Akal, Akkim, Aktops ve Yalova Elyaf fabrikaları bulunmaktaydı. Ayrıca küçük ve orta ölçekli işletmeler de mevcuttu.
O dönemde fabrikalarda çalışan işçi sayısı 11 bindi ve bunların 9 bini sendikalı, örgütlü işçilerdi. Yalova’da fabrikalarda çalışanların yaklaşık %85’i sendika üyesiydi. Türkiye’de sendikalaşma oranının en yüksek olduğu yerleşim yeri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı istatistiklerine göre Yalova olarak görünüyordu.
Yalova’nın Örgütlü ve Mutlu İşçileri…
Düşünebiliyor musunuz? Küçük bir kasabada 11 bin fabrika işçisi ve neredeyse tamamı sendikalı. Ve bu sendika üyelerinin tamamı fabrika ve küçük işletmelerde çalışan beden işçileriydi. O yıllarda fabrikalar, turizm işletmeleri, fırınlar ve küçük atölyelerde çalışanların neredeyse tamamı sendika üyesiydi.
Yalova’da o dönemde Petrol-İş, Teksif, Öz-İplik-İş, Lastik-İş, Genel-İş, Belediye-İş, Oleyis-İş, Fırın-İş, Tarım İş ve Otomobil/Metal-İş sendikalarının şubeleri bulunmaktaydı. Bir başka ifadeyle, DİSK, Türk-İş, Hak İş Konfederasyonlarına bağlı sendikalar ile Bağımsız Otomobil-İş faaliyet gösteriyordu. O yılların Yalova’sında hem umut vardı, hem de mutluluk...
Yalova’daki Fabrikalarda Çalışan İşçi Sayısı…
Yalova’da 9 bin işçi çeşitli sendikalara üye olarak üretimde yer almaktaydı. O yıllarda Yalova Elyaf Fabrikasında 2.500, Akal Fabrikasında 3.000, Aksa Fabrikasında 1.000, Akkim Fabrikasında 500, Aktops Fabrikasında 300, Asil Çelik Fabrikasında ise 500 Yalovalı işçi çalışıyordu.
Yalova Elyaf’ta Öz-İplik-İş, Akal’da Teksif-İş, Aksa ve Akkim’de Petrol-İş ile Lastik-İş, Asil Çelik’te Otomobil-İş, Termal Kaplıcaları’nda Oleyis, fırınlarda ise Fırın-İş, yerel yönetimlerde ise Genel-İş ve Belediye İş Sendikaları örgütlüydü. Deyim yerindeyse her evde örgütlü ve sendikalı bir işçi bulunuyordu. Sendikalı işçilere düzenli olarak eğitim verilir, ayrıca her yıl sendikalara ait tatil köylerinde aileleriyle birlikte 15'er günlük tatil yapma olanağı bulurlardı.
Akkök Grubu İşçileri Yılda 6 İkramiye Alırdı…
Yalova’da özellikle Akkök Grubu’na bağlı Aksa, Akkim ve Aktops fabrikalarına girmek çok önemliydi. Hem önemliydi hem de yalnızca torpil değil, nitelik ve yetenek de gerekiyordu. Sendikaların yaptığı toplu iş sözleşmeleri sonrasında bu fabrikalarda çalışan işçiler, en üst düzey devlet memuru kadar maaş alır, yılda ayrıca 6 maaş ikramiye alırlardı.
Ayrıca her ay gıda ve alışveriş fişleri de düzenli olarak verilirdi. Alışveriş fişleri bile neredeyse o dönemin asgari ücreti kadardı. Yalova’da bu fabrikalarda çalışanlara gözü kapalı kız verilirdi, esnaflar bu işçilere senet yapmadan diledikleri kadar alışveriş imkânı tanırdı. Yalova'daki her işyerinin camlarında " Aksa, Akkim, Akal, Asilçelik Fişleri Geçerlidir" yazardı. Yaşam standartları en yüksek kesim o yıllarda bu fabrikalarda çalışan işçilerdi.
Akkök Grubundan Emekli Olanlar…
Yalova’da o yıllarda bu fabrikaların varlığı son derece önemliydi. Bu fabrikalarda işbaşı yapmak için yoğun çaba gösterilirdi. Sadece Yalova merkezden değil, neredeyse her köyden mutlaka birkaç kişi bu fabrikalarda çalışmaktaydı. Her evden bir kişinin fabrikalarda çalıştığı yıllarda mutlaka bir kişi de dolaylı yoldan, tedarik zinciri üzerinden kazanç elde ederdi. O dönemlerde gençlere “Üniversite mi, Aksa mı?” diye sorulduğunda, birçok genç Aksa’da işçi olmayı tercih ederdi.
Buna en somut örnek kardeşim Fevzi Kırtay'dır. 1985 yılında ODTÜ Kimya bölümünde okurken eğitimini bırakıp Aksa Fabrikasında işçi olarak çalışmaya başladı. 10 yıl önce emekli oldu ve hâlen TÜİK'e rağmen, iki asgari ücretin üzerinde emekli maaşı alıyor. Yani o yıllarda çalışanlar, emekli olsalar dahi o dönemin kazancını yaşam standartları olarak sürdürmeye devam ediyorlar.
Şimdi İse Sefalet Ücretine Talim…
O dönemlerden sonra sendikaları ve sendikacılığı suçlayan, hatta düşman gibi gören, cahil, cühale gerici bir kesim de oluştu. Sendikalarda örgütlenme mücadelesi veren işçileri, anarşist, gominist, sermaye düşmanı diye suçluyorlardı.
Şimdi onların çocukları, bugün bu fabrikalarda bir sefalet ücreti olan asgari ücretle taşeron işçisi olarak çalışıyor…
0 Yorum